Seni yokluğunda bulduğumdur

Dört tarafı denizlerle çevrili bir adada cumanın gelmesini beklerken kaleme alınan ve küsüp odanın bir köşesine geçen robinson kılıklı bu yazıda anlatılmak istenen, dört tarafı kelimelerle çevrili odalardan kurtulmanın yegane yolunun her taraftan toplanan kelimelerle derlenen yazıların yakılarak devasa bir ateş oluşturması ve bunun da hasbelkader yukarılardan uçan bir melek tarafından görülerek ilgililere haber salınmasıyla olabileceğini anlatmaktır.
Bunun haricinde birine – ona değil obirine - bir mektup yazıp onunla denize açılmak ya da gözleri ufukta hiç gelmeyecek bir gemiyi beklemek hem çok alaturka olur, hem de şimdiye dek şarkılarda ve şiirlerde çok kullanıldığı için burada kullanılması uygun düşmez, düşecek bir şey varsa belki bir uçak olabilir, ha bu adaya da bir uşak duşti ama, asli mevzumuz bu değil ki.
Kendilerine denizaltı süsü vermiş yunus balıkları hiçbir hatamı es geçmiyor ve her bir yanlış düşüncemde beni midelerinde bir yolculuğa davet ediyorken, sırf beni yanlış kıyıya çıkarmalarından çekindiğim için inatla burada kalıyorum, ayağım kaymasın aman denize düşmeyeyim diye, en yüksek yerine çıkıp adamın, müstakbel ateşim için birkaç kelime daha topluyorum kışın bile çiçek açan en güzel ağaçlardan. Nasıl olsa şimdi,burada, tepede tek başımayım, hiçbir baskı ve zorlama altında kalmadan yazdıklarımı ateşim olarak kabul edebilirim, evet.
Ama olursa olsun, istersen dünya sular altında kalsın, bütün ateşler sönsün, sen yine de gel; ben bu kadar iddia etsem de dayanamayabilirim, çünkü ruhum bir şair kadar yüce değil.