Jurnal - C.M.
şu güzelim bulutlar, hemen kayboluyorlar
Bak ne kadar zaman geçirmişim tekdüze vuruşlarıyla kalbimin. Şu aşkın hatırına bir hızlan be mübarek beni gerçekliğine inandır! Olmuyor, faydası yok yakarışlarımın, kendi yüreğim bile beni anlamadıktan sonra. Hiçbirine söz geçiremiyorum, ruhum iyice sabırsız artık beklemek istemiyor, ne olacaksa olsun diyor olduğu yerde devinip duruyor, tek söz geçirebildiğim aklımdı, o da kanatlandı son zamanlarda. Uçmaya niyetli de, kanatları o kadar ağır ki daha kaldırıp uçamadı, beni bırakıp gidemedi. Onun sayesinde bütün hıncımı arsızca bütün insanlığa karşı köpük köpük kusuyor, biriktirdiğim bütün kini boşaltıyorum zavallı dünya insanlarının üzerine, şüphesiz ki mutluluklarını kıskandığımdan, şüphesiz ki kendimi bütün bu hıncımdan kinimden kurtarmak istediğimden. Bütün kaygılardan bütün tasalardan uzak insancıklar, sizlerden af diliyorum, bağışlayın beni. Siz doğrusunu yaptınız, gözlerinizi kapattınız düşler alemine daldınız. Ben sizlere sataşırken aslında kendimden kurtulmak istiyorum, çünkü hınçların en büyüğünü kendime karşı duyuyorum, en çok kendimi yaralıyorum. Bu zındık tutkularından usanacağa benzemiyor aklım hiç, bu küstah sataşmalarından bu kendini bir şey zannetmelerinden bu dizginlenemez arsızlığından vazgeçmiyor, belki ruhumu da kalbimi de o sıkıntıya sokuyor. Tabi ya, düşündüğümden duymuyor muyum ben bütün bu acıları, tohumları kafamda değil mi bu koca sıkıntı ormanının, içine girip de yolumu kaybettiğim, dev ağaç dallarının güneşe bile izin vermeyip beni karanlıkta bıraktığı bu boğucu ormanın? Ben buraya aitim, toprağa, bulutlardan toprağa sürgünüm senelerdir ben, bulutlara çok uzağım ve oralara asla dönemeyeceğim, kendime sahte bulutlar yaratıp onlarla oyalanıyorum. Gündüz bunlarla oyalıyorum kendimi, sonra yine gece kapanıyor üzerime. O geceler ki, yalnızlığım kadar derin. Geceler o kadar derin ki, dipten kurtulup başımı dışarı çıkarmam olanaksız. Ah hayat! Hayat zalim ve acımasız elleriyle boğdu beni, şimdiye dek geçek sandığım masalsı bir ırmağın kenarında. Elleri boğazımda, akan sulara bakarken ben, o zaman farkettim suyun kan kırmızısı aktığını. Ne ölüp sona erdirebiliyorum bu acıyı, ne de kalkıp kurtulabiliyorum ellerinden.
Vuruyor kalbim vuruyor da, bir an olsun hızlanmadığından şu vuruşları, bu acı bitmiyor.
rien.
Acı. Acı. Kaç. Uzak. Aynı. Zaman. Hızlı. Nereden. Kiminle. Hep. Umutsuz. Dur. Belki. Düşün. Zor. Ama. İmkan. Evet. Yalnız. Bekle. Uzun. Çok. Kalıcı. Mana. Sebep. Tekdüze. Gün. Ay. Çalış. Çaba. Beyhude. Amaç. Yok. Gereksiz. Zevk. Hiç. Boşluk. Çevre. Gece. Yalnız. Düğüm. Uyku. Kitap. Bilgi. Esrar. Yazı. İlk. İnsanlar. Yağmur. Geçer. İlaç. Sevgi. Belki. Bulut. Hava. Su. Toprak. Tahta. Saklan. Bekle. Dur. Hiç.
spleen
bildiğim şu ki varlığımdan haberdar olan insan sayısı kadar varım bu dünyada bu yüzden yokluğa çok yakınım ama yok olamıyorum kaybolmak benim elimde değil mecburen etrafımdaki kuru kalabalığın arasında bulunuyorum mecburen kendimi kaptırıp gidiyorum mecburen dışardan gelen önerileri önceden tıkadığım kulağımla dinliyorum ben de kendi derdimi anlatmaya çalışıyorum ama anlamıyorsunuz beni sevgili fikir babalarım sizlerle hiç anlaşamadık zaten benim beklentim asla en beşeri özelliğim değil ve olamaz da başı da sonu da aynı temenni ve aynı düşünce ile gider aynı duygularla beslenir başımı sokacak bir delik değil başımı yaslayacak bir omuzdur benim beklentim ama görüyorum ki sizlere çok uzak şeylerden bahsediyorum bu hususu açıklığa kavuşturayım istiyorum ama yazmaya bile üşeniyorum demek ki üşeniyorum öyleyse varım.
aslında üşenmesem yazacak çok şeyim var yaşadıklarımı yazabilirim bildiklerimi yazabilirim duyduklarımı yazabilirim gördüklerimi yazabilirim düşündüklerimi yazabilirim hissettiklerimi yazabilirim hayal ettiklerimi yazabilirim ama hadi buyur yaz bakalım derseniz yazamam bazılarını kendimce basit gördüğüm bazıları ise gerçekten benim için zor oldukları için yazamam basit düşünsem düşündüklerimi yazabilirdim bekli zor bir yaşamım olsa hayatımı yazmakta zorlanırdım muhakkak ama herşeyin gerçekliği kafamda soru işareti artık benim bu ellerin bu anın bu yazıyı okuyacak olan sizlerin gerçek olduğu bile şüphe götürür gibi söylesenize siz inanıyor musunuz gerçekliğinize?
artık muhayyilemi aydınlatsın şu ışık
çıkan kısmın özeti
burdan söylüyorum sana
ben aramaya inanmam my darling
sen beni ara
çünkü ara
da bir hatırlanmak isterim ben
seni unuturken
sen de artık
susar mısın my darling
abartıyorsun dedim bak
konuşmama hakkına sahipsin
söylediğin her şey aleyhine deli oluyorum anlasana
ben işte kim olacak
başka?
dekadan düşünceler
etrafımı kuşatan bu büyük boşluğun içinde çok kötü sıkışmış vaziyette bulunan ben bir yandan her yeni günün getirdiği tereddütlerle uğraşırken bir yandan da dünün benden götürdüklerini düşünerek sonsuz boşluğu daha da büyütüyorum çevremde kendi oyunuma devam ediyorum kendi halimde kendi kendime benim bu rolümü çok beğenen büyüklerim ise daha fazla kayıtsız kalamıyorlar ve kendi ödül törenlerinde umut vaadeden genç zavallı ödülünü almak üzere beni de sahneye davet ediyorlar şimdiye kadar çok başarılı oynadığın için umut vaadediyorsun ama hep aynı oyunları oynamaktan bıkmadığın için bir zavallısın genç adam diyor smokinli gözlüklü göbekli sakallı adam ve elinde tuttuğu rodin heykelciğini bana uzatıyor bir an için elimde heykelcik yüksek düşüncelere kapılır gibi oluyorum ama dur şimdi cevat ben bu ödülü almadan önce kendime kızmak istiyorum çok istiyorum ama kendime kızma hakkına bile sahip değilim siz bana kızıp yardımcı olur musunuz bu konuda neden kızıyorsun neden neşeli bir konuşma yapmıyorsun diye soruyorlar ve bunu dediğim için kızıyorlar kusura bakmayın neşeli bi konuşma yapmayı isterdim ama evden çıkarken neşemi yanıma almayı unutmuşum şimdi burada o olmadan ben de yokum hay allah en lazım anlarda böyle unutuveriyorum işte ama yok eğer gülmek istiyorsanız bu halime de gülebilirsiniz gülün bence bu da çok neşeli çok komik başkalarının acısına gülmek ayıp değil günümüzde herkes yapıyor canım ne olacak sanki derken lafımı kesiyor ve seni ahmak diyor cevat iyice sinirlendirdin bizi adam gibi konuşsana güldürsene bizi neşelendirsene boşuna mı verdik eline o heykelciği havaya kaldırsana mutluluk saçsana demek öyle cevat o zaman buradan hepinize çok teşekkür ediyorum bu ödülün benim için anlamı çok büyük her zaman buna layık olmaya çalışacağım ama hiç kimse de beni bu ödülle kandırıp sonra zihninden silme yoluna gitmesin saygılarımla.
c'est l'universe my darlingi
adam sen de...
yağmurlar çeşit çeşit, değil mi oğlum Hikmet?