la tristesse

Sokak bugün neden bu kadar kalabalık? Daha önce hiç bu kadar kalabalık olmamıştı, ne de çok insan varmış etrafta... amma da gürültülü…bu çöp bidonu hep burada mıydı yoksa yeni mi koymuş belediye yetkilileri? Köşedeki bakkal ne zaman kapandı yahu? Zavallı adam, gün boyu sinek kovalardı dükkanında…kimse sepet sallandırmayacak mı şimdi penceresinden? Bakkal! diye seslenmeyecek mi anneler? Aman canım bana ne…başka derdim mi yok sanki… Ortalık gittikçe kalabalıklaşıyor, engel olamıyorum… hava iyice kapadı…bulutlar da her an su koyvermeye hazır gibi…canım bulutlar şimdi olmasın ne olur… Acaba yürürken mi daha çok ıslanırım koşarsam mı? Ben de böyle şeyler düşünmek isterdim…yağmurun bana sadece bunu hatırlatmasını, aklıma başka hiçbir şeyi getirmemesini ama…yağmur yağınca daha da kalabalıklaşacak buralar…ben de onca insan içinde damlaların arasında boğulur giderim ne yapayım…telefonu kapatalı yarım saat oluyor…evden çıkmamın üzerinden olsa olsa yirmi dakika geçmiştir…on dakika nefes almadan nasıl yaşadım acaba? Bunu bir kenara not edeyim, on dakika…bazıları yüzüme bakıyor yanlarından geçerken… ne görüyorlar acaba yüzümde? Çok mu kötü görünüyorum? Acıyan gözleri silkeliyorum üzerimden, bakmayın yeter… her geçen dakika artıyor insanlar… demek ki böyle bir hismiş, kalabalıklar arasında… ben sizi nasıl fark etmemişim bugüne kadar? Ben mi hızlı yürüyorum diğerleri mi aheste revan ilerliyor? Yok canım, hızlı olsam daha çok şey düşünmüş olmam gerekirdi, unutmalı mıyım hatırımdan çıkarmamalı mıyım onun kararını veremedim daha… orada durdum, ilerisine gitmek istemiyorum… Buraya kadar iyi dayandım da, yağmurla birlikte gözlerimin rengi kırmızı olursa şaşırmam… bana yağmuru verene bir damla da benden… Köprüye çok yaklaşmışım, o kadar yürüdüm mü ben? Nasıl geçti dakikalar fark ettirmeden? Yakında buralar adım atılmayacak kadar kalabalık hale gelir, geri dönsem işe yarar mı acaba? Geri dönsem, telefona sarılsam, ben bu kadar kalabalık arasında yalnız kalmak istemiyorum desem, birlikteyken bu savaşta bire karşı birdik, herkes bir, karşısında biz bir, şimdi ben varım, milyonlara karşı bir ben, seni ise o milyonlarla beraber anamam; bırakıp gittin ya, buna inanamam; alışmaya çalışsam da, mümkün değil dayanamam… Köprüye gelmişim nihayet, istemez artık yağmasın yağmur, ben zaten ruhuma kadar ıslanmışım…