it's a shame!

Kendimden utanmalıyım. Biraz daha erken uyanmalıyım. Elime bir kitap alıp uzanmalıyım, hayattan biraz daha usanmalıyım. Hepsi bir kenara, aklımla uslanmalıyım, bir kenara oturup uslu uslu durmalıyım, zaten ben duruyorum Tulmon, ama sen rahat durmadın ki hiç, karınca ordularının yuvaları var içerde, fark edilmez mi sandın? Ahmak. Fark eden beri gelsin, geri gelmesin. Yazacak bir şey bulamayıp yazmak hakkında yazmak, kolaya kaçmaktan da öte, kandırmaca. Hem ben ne kadar bencilim hep kendi hakkımda yazmışım, öyle değil mi? Evet, son günlerde çok utanılacak bir şey yaptım ve hiç kitap okumadım, cezama razıyım. Kitap okumuyorum eksikliğini hissediyorum hem de çok, o zaman yazamıyorum da, yazılanların okunanlarla pek bir ilgisi olmasa da, galiba tüm yazarlar okudukları yazarlardan etkilenirler bir şekilde, en sevmediğim lafı dedim, bir şekilde, sen bunu bir şekilde hallet, hiç ummadığınız bir şekilde ya da insanları hayretler içerisinde bırakacak şekilde halledebilir miyim, olur neden olmasın. Şu kitaplardan birinin içine bir girebilsem. Baktım olmuyor son çare olarak kendi kitabımın içine girerim, ama fazla gözükmem, kendi filminde minicik roller alan yönetmenler gibi, satır aralarında bir yerlerde, kahramanın başından geçen basit bir olayda bir görünür bir kaybolurum. Böylece büyük bir değişiklikten de kaçmış olurum. Değişmeyi kim ister, halinden memnun olmayanlar mı? Herkes değişimim iyiye doğru gerçekleşmesi hayalini kurar ve buna göre kedince yöntemlerle rengini değiştirmeye çalışır. Bugüne kadar gri idim, bundan sonra siyah olacağım. Ya da hayatımın kalan kısmını siyah değil kırmızı olarak geçireceğim, siyahlara veda, ernesto hemengüvey. Bana sermayenizle gelin, tek sermayesi sermesi olan sersemler geri dursun. Bakın diğer arkadaşlarınızın hakkını yiyorsunuz. Ben hep ne yaparım, p ise q, q ise r, r ise s diye devam ederim kafamda, z ye kadar, sonra “p ise ne?” Dediklerinde ben z yi yapıştırıveririm. Halbuki önce q yu, sonra r yi açıklamam gerekir, ne malum karşıdakilerin z ye kadar ulaşabileceği? Esasında, teknik olarak açıklamanın mümkün olmadığı mantıksal zincirleme reaksiyonlar oluşuyor. Belirsizlik ne kötü şey. Ha bunu düşündüm de, zaten belirsiz değil mi yarın, ya da bir saat sonrası, ya da bir satır sonrası, önümüzdeki sene nerede olacağımı ya da bir sonraki yazımda neler yazacağımı bilsem ne olur, bilmesem ne olur?