oysa anlamasa bile anlıyor gibi yapmalı insan, öyle değil mi?

İsviçreli bilimadamlarının gecenin bu en güzel saatinde beni tutup acımasızca attıkları bu bilinç kuyusundan çıkmaya çalışırken aşağı sarkıtılan ilk ipe tutundum bunun beni yukarı çekmek için olduğunu sandım ama ipin kopmasıyla kendimi kuyunun dibinde buldum başka insanlar bu kuyuyu görünce sadece en temiz dileklerini diler ve kuyuya bozuk para atarlardı paraların ya tarihi geçmişti ya da ekşimişlerdi tadına bakmadan atmamak lazımdı ziyan olmasın diye buzdolabına konulabilirdi para böylece donardı hem değerini de kaybetmemiş olurdu ama kimsenin aklına gelmedi gelseydi koyarlardı mutlaka ama gelmemiş bulundu bir kere artık aranmadığını duyan bu fikir de bu topraklardan giderek ameriko vespuçinin memleketine yerleşti orda kayserikökenli adamın biri bunu aldı yetiştirdi bugünlere getirdi adının başına kapital koydu sonuna izim dedi ama daha sonra bunu aynı adla sakallı bir adam tarafından ikiyüz yıl önce yazılmış bir büyü kitabından almış olduğu anlaşıldı bu büyü otuz yaşın altındaki insanları etkilemekte kullanılıyordu sakalları gandalfa benzeyen bu adam öldükten sonra frodo stalingrada gitti ve yüzüğü kremlin sarayına doğru fırlattı ama saray moskovada olduğundan ulaşması mümkün değildi sadece yirmi metre öteye gitti düştü oradan geçen vesikalı bir bağyan yüzüğü alıp hemen bir rehinciye götürdü birkaç kopik geçince eline hasta annesi ve kardeşlerine ekmek aldı işi bitince de hangi dostoyevski romanından çıktıysa oraya döndü sayfaların arasında kayboldu onu bulup çıkaracak biri gelinceye kadar istirahat etmesi lazım doktorun tavsiyesi bu yönde yani kuzey doğu yönünde güneyli verseydi daha sıcak olabilirdi ama o da yağmur getirir be şimdi melankoli dinlemek istemeyiz ne kayahandan ne de nilüferden zaten kayahanın bütün şarkıları aynı aslan fare kedi triosunun hikayesini anlattığı pırr isimli glam rock tarzındaki şarkı hariç tabi zira dresden dolls un parçayı cover yapma isteğine red cevabı veren kayahan şimdi kendi ekmeğinin peşinde koşarken birdenbire konuya girdi nereden geldiğini ben bilmiyorum nerede olduğunu da o bilmiyor o geri gidince biz de gitmiş sayıldık tam otuz kişiydik tekrar sayıldık baktık ki aslında 29 kişiymişiz birimizde çift kişilik varmış obsessif kompulsif çift kişilik yatak takımına sahip olmakla olmamak arasında gidip gelen bir arkadaş gördük hemen ayıpladık ve misafirlere çay getirmek için mutfağa yol aldık az buz gitmedik aylar süren yolculuk sonucunda mutfak ülkesinin kimseler aşamaz dedikleri surları önüne gelip otağımızı kurduk seksen sekiz günlük kuşatmadan sonra mutfağı ele geçirerek anneyi salona sürgüne gönderdik sevindi kadıncağız elinin hamuru örgünün şişine oradan televizyonun dantelli örtüsüne ve kadın programlarına bulaştı hiç de sevmezdi ama ne yapsın işte kitle kültürü kitlelerin afyonudur oysa ki vakti zamanında neler gördük görmedik mesela necip türk milletinin bir neferi bilimin ve aklın öncülüğünde çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmaya çalışırken yolda sporcunun zeki çevik ve ahlaklı olanına denk gelmiş demiş ki ben spocunun önünde eğilirim çünkü ağaç yaşken eğilir bunu duyar duymaz sporcunun gözünden iki damla yaş süzülmüş o da demiş ki gözüm yaşken seyirir sağ gözü seyirmeye başlamış ve inanılmaz ama gerçek bir anda oracıkta kuruyup kalmış sonra duyduk ki paketleyip götürmüşler mısır çarşısında kurusunu satmaya başlamışlar derken bir gün mısır çarşısında çarşı izni yapan askerlerin çok uzağında piramitlerin yakınında tüp patlayınca bütün mısırlar bir anda patlamış mısıra dönüşmüş ve etraftan geçen insanlar da popcorn eşliğinde yangını seyretmeye başlamışlar ama film arası verilmesine alışkın olan türk sinema izleyicisi bu filmde ara verilmediği için kilitlenip kalmış hiç birisi hareket edemez olmuş kilide çare çilingir çağrılmış sonra sofrası kurulmuş şehrin büyükleri bu kilidi açmanın yolunu sofrada tartışma konusu yapmışlar reha muhtar ve ihtiyar heyetinin de katıldığı bu toplantı sonucu alınan kararlara göre musul ingilizlere bırakılacak ancak on yıl boyunca her sene ülkemizin müsil ihtiyacı ingiliz ilaç şirketleri tarafından karşılanacaktı mesela britishseapower medical olabilirdi alt tarafı ama kalleş ingilizler buna da yanaşmadı ve rooney i forvete sürdüler tabi imparator fatih terim de emre yi oyuna alıp rooney e bir el hareketi çekti olaylar büyümeye başladı derken sahaya fifa kokarcalı hakem girdi etrafı kötü bir koku ve bir sis perdesi ile hakem hataları kapladı ahmet çakar bikinisi ile sahaya indi seyirciler bunun ilk perdenin bitişi olduğunu sandılar oysa sadece sahneydi perdeye daha çok vardı ama futbol izleyicileri daha önce tiyatroya gitmediğinden bu maça ya da kupa hatta sinek bile vız gelirdi onlara çünkü tahtaydı böylesine önemli bir elemente kendi adını vermek isterdi hep ama onu ilk bulup gandhi ye öğreten matahma tahta olduğundan gönlünde tahta sahip olmuştu ya da olduğunu sanmıştı ama daha olmamıştı yani hamdı el hamdı rillah bugün de doyurduk karnımızı tatlı olarak ne var bilmiyorum yemekten sonra film izlemek istedim bilet almak için kuyruğa girmiştim ama girdiğim kuyruk önceden kıstırılmış başka biri için ayırtılmıştı bunun ayırdına varır varmaz tepetaklak yuvarlanıp denize düştüm kuyruk sanıp tutunduğum meğer yılanmış sevdim onu sarıldım sırtını sıvazladım hafifçe duygulanan hayvanın gözünden iki damla yaş boşaldı tuzlu tuzlu deniz suyu mu göz yaşımı anlamadı kimse öğretmen anlamayan var mı diye sorunca da el kaldırdılar oysa anlamasa bile anlıyor gibi yapmalı insan öyle değil mi el kaldırmadan önce bi sağına soluna bakar insan siz insan mısınız hasan mısınız yoksa supi misiniz yoksa muhsin misiniz bu isimlerden biri sizin olmadığı için ne kadar şanslısınız yoksa şimdi meşhur olabilirdiniz şimdi bill e bile-gire-bilen mikrop misali içimizde ne kötü ne iyi içimizdeki şeytan sabahattin ali mi yoksa tolstoy mu bilemedim artık sadece eski cake şarkılarında rastlanabilen kısa etekli uzun ceketli kızlar caddenin karşısından el salladılar gözlerime inanamadım başka şarkılar duydum sonra ilahi cemşit hiç frank sinatra kuru havalarda şarkı söyler mi eğer ki yağmursuz havalarda da şarkı söylediğini iddia eden varsa çıksın yoksa aranızdan ben kendim seçeceğim o zaman ismi f ile başlayanlar buraya gelsin söyleyin bakalım müzisyen olup da yağmurla alakadar şarkı yapmayan tek sanatçımız kimdir kimse bilemedi oysa cevap izzet altınmeşe olacaktı çünkü onun beni yağmurda daha çok şişiyor dedim lütfen beni affedin.