ah çocuk!

KALAY

şiirin çok şirin baba
ve biraz da gargamel şüphesiz
ama en çok da mavi
çünkü mavi insanı derin gösterir
onun deniz mavisi elbiselerinde
en derin dekoltelerde
kaybolurken ben
gözlerinde öğrenemediğime yanarım
serbest dalış yapmayı
ya da sırtüstü yüzmeyi
gökyüzünü seyredip bir yandan
bulutlardan tavşan çıkarmayı
ama bugs bunny gridir neden?
pamuğa hiç benzemiyor
üzerimizde asılı duran
birazdan üzerime boşanacak
gri bir güğüm o
benim göğüm.

t.


NAL

seni kalbimin en güzel
kösesine yerleştirdim dedi kız
artık sen kırmızı köşedesin
ve mavi köşede zabellah bir adam
kol değil onlar bir çift bacak omuzlarından çıkan
belden aşağısı ise
at, zaten
belden aşağı çalışmana gerek yok
sınavda çıkmaz dedi öğretmen
ama hiç hocaya güvenilir mi ali, bak
bekliyoruz hala, artık şu topu
at, zaten
ben sporcunun
önünde eğilirim diyecektim lan
bana vecize mi yok
maraton koştum dün ikindi vakti
sonuncuyum ama sen beni yedinci san
at, zaten
sinema bir şenliktir
film festivalinde tanıştım o kızla
bugün senaryoya uymayan biri daha recm edilirken
sen orda yoktun aşkım
çünkü işin başından aşkın melah
at, zaten
meraktan
kim ölmüş?

t.

RÜYA

istanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
çekiç sesleri geliyor doktordan
yeni koltuğuna hasta oturtmuş
karşı apartmandaki dişçi
bir elinde matkap dün almış nalburdan
öbüründe kerpeten ki onu da
bir kızkurusu atmıştı camdan
gecenin ikisinde uyumadan
çünkü pencerede otururdu o saate kadar
bıkmadan arardı gözleri
ilk aşkı kanalizasyon işçisini
ama heyhat artık boru patlamaz bu şehirde
herşeyden önemlisi pisliğimiz ulaşmalıydı yerine
ama burda dökülen bütün hayatlar denize varır doktor
dökülür demiyorum bak
mesela örneğin misalen diyelim ki farz-ı muhal
yarın camdan atlayacak o kız
düşünecek tam sekiz metre üçüncü kattan kaldırıma kadar
mansiyon ödüllü bir kısa film senaryosu çıkacak hırkasının cebinden
haydi oyalanma koş söyle o manifaturacıya da
koymasın arabasını kapının önüne bu akşam
yarın kalabalık olur buralar
o hengameden fırlar gelir küçük hergele
yere düşen kağıdı bulur
daha yeni taktı kurdelesini yakasına kan kırmızısı
aliyi bilir bir de ayşeyi
bir de nietsche elbette kan kırmızısı
bıyıklarını sever zibidi onun porsuk porsuk
sizi çok sevdim amca
sizi çok sevdim ama
annem çağırıyor balkondan sırtım su gibi olmuş değiş değiş
bak böyle uyurdu zerdüş.

t.