sourire.

Benim olmayan bir şeyi dağıtıyor olmanın verdiği hislerle etrafa gülücükler saçarak hem cimriliğimden bir şey kaybetmemiş oldum hem de cömertliğimi sergiledim, kimse bilmiyor ki benim olmadığını. Bol keseden dağıtmayı uygun gördüm bugün, sahte altınları gerçek altın gibi dağıtmakla mukayese edilecek bir şey değil bu; bu, benim için kalaylanmış bakırın insanlar için altın olmasından kaynaklanan bir kuyumcu meselesi. Kapalı çarşının en has kuyumcuları bile altın dediler, “herkes de altın bilir bunu beyim” diye söze atladı birisi, ne diye kalaycılık yapıyorsunuz? Aslında bu kolaycılık dedim, kolaya kaçıp aslında değersiz olduğuna inandırmışım kendimi, değersiz değil, buna da şimdi inanıyorum, her gün böyle saçsam keşke ortalığa, ama iki dakika geçer, üçüncüsünde ben yine susar, dördüncüsünde gözlerimi sabit bir noktaya dikerim.