Viva la resiztans! a.k.a. değişmeyen tek şey deyişimdir

“Olduğun yerde kal! Eller yukarı!”
Polisin sesini duyar duymaz artık bu işten kurtuluşum olmadığını anladım. Kaçış planım an itibarıyle suya düşmüş, su ise bana ihanet edip itina ile hazırladığım planlarımı alıp batıya götürmüştü, şu işe bakın ki, bütün bu tutuklamalara rağmen ben yine olabildiğince doğuluydum, kafamda realizm akımına mensup binlerce tabloyla rönesans ve reform doluydum, şimdi teoride yapabileceğim yegane şey sabırla batıya giderek sonunda doğuya varma hedefiyle kolomb cesareti göstermek, pratikte ise bana doğrultulmuş bu tabancaların huzuruyla ellerimi kaldırıp polisin önünde doğrulmaktı, göl kenarında ikamet eden bu aynasızlar tarafından bir kedi gibi enselendiysem ne yapayım, başımı döndürdüğü gibi beni başa döndüren o suyu içtiğimden beri başımda kesif bir ağrı var, dağ gibi bir acı habersiz ve kendisine küsmeme müsaade etmeyen, işte şimdi bir polisi tutuklar gibi bir hayvan tıkanıyor göğsümde benim de, ünlü oluyorum istemeden ve seslileri pek sevmememe rağmen, çünkü ben en çok sessizleri, bilhassa sözü bitiren sert sessizleri, en çok ise o sessizlerin sözün sonunda kayıtsız şartsız yumuşamasını severim.
Sessiz kalma hakkına sahibim ama şunu söylemeden o arabaya binmek istemiyorum, gördüğümüz bildiğimizdir memur bey, bir tren ne kadar hızlı olursa bizi gideceğimiz yere o kadar çabuk götürür, üstelik kırsal alanlardan geçerken aynı trenin benekli gözlerle takibi dahi zorlaşır, ama işi rayına oturtmadan önce memur bey, bir tren kompartmanında tesadüfen karşılaşmak ya da aynı sefere beraber bilet almak konusunda bi karar vermiş olmak gerekir sanıyorum, yola çıkmadan gerekli hazırlığını yapmak ya da trende satılanlarla iktifa etmek arasında bir tercih yapmak şarttır, memuriyetine gereken özeni gösterebilmek için memuriyetinden istifa etmeye gerek olmadığını anlamış olmak ve yeni memuriyetleri samimiyetle kabullenmeye hazır olmak ise muhakkak suretle gerekir, ben elimdekiyle iktifa edebileyim diye istifa mektubumu geri çekip usulüne uygun katlayarak bir uçak yapmış bulunduğumdan, bir kere fırlattıktan sonra havada ne kadar kaldığı ya da ne kadar uzağa gittiği mühim değil, uçması yeter.