kılıç yarama iyi bak zannedersem sana sesleniyor

on bira-derim birden ruhumu sıkıştırmaya başlamıştı ki ne içmem gerektiğini hatırladım, şüphesiz ki benim gibi akıllı birine her mevsim koşulsuz şarap yakışırdı, kendimden geçe bilmek için daha evla bir yol yoktu ve vakit kaybetmeden bir sessiz harf satın almak istiyordum, tatmin hakkım dolmadan kelimeyi tamamlayabilmek için içimden on altıya kadar saydım, çarkı felekten bir gece çalmak üzere her zamanki yerde birkaç birader toplanmıştık, o eşsiz musiki sanatlarını icrada fasıl heyetine kendi halimizde eşlik ediyorduk, kanunlar yanı başımızda hız kesmeden çalmaya devam ediyordu, muhayyelkürdi, hicaz ve bilhassa hayret makamında çaldıkları şarkılar masadaki mey ahalisini kendinden geçirmişti, bana demlenirken eşlik eden on arkadaşımla beraber muhabbet dağının zirvesine tırmanmışken inzibatlar meyhaneyi basıverdi, biz ki masaya oturmadan önce sarhoş olana kadar içeceğimize yemin emiştik, önce bu durumu öne sürerek kapalı mekanlarda and içme yasağı yüzünden bize ceza yazmak istediler, sözleri çok saçma olduğundan böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceğimizi yazılı olarak kendilerine bildirdim, bu sefer de kapılı mekanlarda eşikte durma yasağını deldiğimizi iddia ettiler, elimdeki kadehi kaldırıp amirim bir gecede o eşiği aşmak kolay mı zannediyorsun dedim, pek aldırış etmeden adamlarına falakayı getirmelerini söyledi, felekten çalmak istediğimiz gece falakadan nasibimizi aldık, artık her adımımızı atışta muhakkak bu kırk değneği hatırlayacaktık, tam o esnada tulumbacıların çıngırakları duyuldu yan sokaktan, şaraba doymuş birini söndürmeye gidiyorlardı şüphesiz, gitmeden inzibat kumandanı bir de nasihat vermeyi eksik etmedi üzerimizden, padişahımızın sözü kanundur, sesi kemençedir dedi, artık sizler de ud değil od sesiyle şarkılarınızı söyleyin cayır cayır, yadsınamaz gerçeklerin ayırdına varıp aklınızı başınıza devşirin, son zamanlarda devletin bazı büyükleri çok ön plana çıksa bile, siz bir anlık hataya düşüp unutma-yın sultanı.