ortak yön bulucu pusulalar da yön gösterirler muhakkak ama ekseriyetle doğru yönü gösteremezler, gibi gelebilir. küçük denizlere açılanların kullanım kolaylığı sebebiyle tereddütsüz tercih ettiği bu pusulalar bilhassa çevrelerinde oluşan elektrik alandan çok etkilenip ibrelerini dönebildikleri kadar hızlı döndürür ve onlarca yönü peş peşe gösterecek şekilde hızlı hareket ederler, manyetik alan kuralı, sağ el prensibi, sol el ya da her ikisi birden de olur, neticede elimiz elektriği çok iyi iletir bunu yakın çevrenizdeki bütün prizlerde deneyebilirsiniz, fakat bazı prizlerde bazı sürprizler sizleri bekliyor olacaktır. bu ortak yön bulucu pusulalar iki boyutlu hayatta gösterdikleri değerler hasebiyle insanları çok derecesinde yanıltır, çünkü kartezyen dünyamızda üç yüz altmış beş günün otuz beşinin zaten birbirinin aynı çıkması gibi, yön kavramıyla karşılaştığımızda de ihtimal dairesindeki üç yüz altmış dereceden en az otuz üçü zaten kendiliğinden kesişir, bunlara tıp dilinde ortak yön derler, eğer kırk tane ortak yönümüzü ortaya çıkarabilirsek artık bütün ciddiyetimizle konuya girebiliriz demektir, o zaman bu konuyu biraz daha açalım, bu açıyı biraz daha büyütelim, ne kadar büyük bir acıyla bakarsak o kadar güzel. sen de düşün bak üç yüz altmış derecelik bir yön seçme serbestisinde elbette ki ne kadar çok ortak yönümüz var bilmem fark ettin mi? mesela ikimiz de dik açıları seviyoruzdur belki, ortak yönümüz 90dır, yalnızlıktan değil kalabalıktan hoşlanıyoruzdur ortak yönümüz 40tır, elektriği manyetik alanda değil parmak uçlarında seviyoruzdur ortak yönümüz 220dir, şiiri ve cumhuriyeti canımızdan çok seviyoruzdur ortak yönümüz 23tür, spartalıları ancak patlamış mısırla seviyoruzdur ortak yönümüz 300dür, bize sayılmayan günahı film izler gibi seviyoruzdur ortak yönümüz 7dir, devrimi kişilerle değil fikirlerle seviyoruzdur ortak yönümüz 68dir, evreni yıldızlarıyla seviyoruzdur ortak yönümüz 80dir, isa’yı tutunamadığı için seviyoruzdur ortak yönümüz 12dir, musa’yı tutmadıkları için seviyoruzdur ortak yönümüz 9dur, geri dönmeyi ne olursa olsun seviyoruzdur ortak yönümüz 180dir, and vice versa. dahası varsa eğer, birbirimizi seviyoruzdur ortak yönümüz 360 zannederiz, halbuki o yön aslında 0dır, biz hiç onun sıfır olduğuna inanmak istemeyiz hep üç yüz altmış sayarız, birbirimizi olanca güzelliğimizle ve bütün masumiyetimizle yanıltırız, işte bunlar hep iki boyutlu uzayın bize hediyesidir. ne zaman ki üçüncü bir boyuta taşımaya karar veririz her şeyi, kendimize iki boyutlu dünyamıza dik, onu tam ortasından kesiveren, delip geçiveren, sonsuza ıraksayan bir doğru çizip onu ortak bir yön olarak belleriz, o zaman bu ortak yön gösterici pusula makinalarını, gereğinden fazla itibar görmüş bu takımyıldızları, kaybolma kaygısıyla uzaklaşmaktan korktuğumuz bu kılavuz hatlarını, şehir hatlarını, telgraf hatlarını, telefon hatlarını, akl-ı selimle kesip atarız, onları geçeriz, şunları da geçeriz, göğe bakarız. ondan sonra belki aynı anda merak ederiz, acaba ikimiz de aynı yöne baktığımız için mi göz göze gelemiyoruz?
Cevabı bilseniz, çok anlar, az sorardınız.